Hatırladığım ilk aptalca sorumu altı yaşımda anneme sormuştum. Abimin sünnetinden bir gün önce ona rengarenk süslerle donatılmış bir yatak hazırlanıyordu ve yatağı çok beğenmiştim. Yatakta bende yatmak istiyordum öyleyse benim de sünnet olmam mı gerekiyordu? O zaman beni neden sünnet etmiyorlardı? Abim yatağını paylaşmak mı istemiyordu? Sünnet olmayana süslü yatak yok muydu? soruları beynimde dönüp duruyordu. Sonunda dayanamadım ve anneme ben neden sünnet olamıyorum diye sordum. Annem akıllı kadındır ve öğretmeyi sever. Bu nedenle beni kucağına alıp durumu altı yaşındaki Elif’i ikna edene dek açıkladı. Sonra sünnet olamayacağımı anladım ve dışarı çıktım. Oynarken düştüm ve sünneti kolum alçıda abimle aynı yatakta yatarak geçirdim :)
Neyse benim anılarımdan çıkalım ve günü nasıl kutlayalım onu düşünelim. Mesela bir grup arkadaş bir araya gelelim ve masaya bir kâse koyalım. Herkes aklına takılan ya da duş alırken durup düşünmesine yol açan veya yolda giderken kafasının üstünde bir ampul yanmasını sağlayan sorularını küçük bir kağıda yazsın ve kasenin içine atsın. Sonra herkes çektiği soruyu cevaplamaya çalışsın. Beraber kafa yoralım. Çıkışı bulamasak da düşünürken eğlenelim, soru sormak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı göreceksiniz.
Sonuç olarak, unutmayalım öğrenme isteği meraktan gelir. Bilgiye ulaştıran da meraktır. Merak etmeyi bırakmayın ve her ne olursa olsun biliyormuş gibi yapmayın, bilmemekten utanmayın ve ne kadar saçma bulunacağı konusunu da çok takmayın. Ve soru sormaktan hiç vazgeçmeyin.
Ayrıca uzmanlar aptalca bir sorunun olmadığını söylüyorlar. Öyleyse ne diye bekliyorsunuz? Gelsin sorular :)
Günümüz kutlu olsun canlar…
Paylaş
28 EYLÜL APTALCA BİR SORU SOR GÜNÜ
4/
5
Oleh
Elifobya