11 Ekim 2018 Perşembe

CARRIE - STEPHEN KING - SIÇRAMA NOKTASI

Henüz tanınmamış bir yazar olan Stephen King, dördüncü kitabına başladığında telefon hattı kapatılmış, bir treylerde yaşayan ve yazmak için karısının elden düşme daktilosunu kullanan bir İngilizce öğretmeniymiş. İlk üç kitabı defalarca geri çevrilmiş ve bir keresinde o kadar hayal kırıklığına uğramış ki yazmakta olduğu romanın sayfalarını fırlatıp atmış. King’in bu durumuna şahit olan eşi Tabitha sayfaları toplamış, düzene koymuş ve onu devam etmesi yönünde yüreklendirmiş. 




Romanın taslağını tamamlayan King, bu defa da otuz kez reddedilmiş. Sonra nihayetinde bir gün Bill Thompson’dan bir telgraf almış. Neden telgraf peki? Çünkü Thompson, King’e defalarca telefon etmeyi denemiş ama yazarın masrafları kısmak için telefon hattını kapattırdığını öğrenmiş. 




Yolladığı telgrafta şu cümleler yazıyormuş: “Carrie resmi olarak bir Doubleday kitabı oldu. Telif hakları için 2.500 dolar avans. Tebrikler evlat, seni güzel bir gelecek bekliyor, Bill.”


King’i gerçekten de güzel bir gelecek bekliyordu. Zira Carrie 13.000 adet gibi bir satış rakamı yakaladıktan sonra King ve Doubleday, kitabın karton kapaklı bir baskısı için 400.000 dolarlık bir teklif almışlar ve bu parayı da aralarında paylaşmışlar. Yıl sonuna kadar Carrie’nin satışları bir milyon adedi aşmış ve King yüzyılın en çok satan romancılarından biri olmuştu. Sonraki dönemde beş milyon adet satılmış ve roman üç film ve bir tiyatro oyununa uyarlanmış. İşte King’in sıçrama noktası ve kariyerinin başlangıcı olan Carrie adlı kitabının ve yazarın yolculuğu böyle başlamış.  


Hayallerimize giden yolda bazen dünyanın bütün olumsuzlukları bize engel olmak için üst üste geliyormuş gibi hissederiz. Sanki güneşli bir havada sadece bizim tepemizde ve sadece bizi ıslatan gri bulut varmış gibi kötü gider işler. Manevi olarak dik dur hayallerinden vazgeçme derken maddi yönden yerde debeleniyor oluruz. Gittikçe batarız ve gittikçe batırıyoruz gibi de hissetmeye başlarız. Tam bu nokta dibe batmalar durağında ayağımızın yere bastığı noktadır. Oradaki süre boyunca beceriksizsin, işleri batırdın, belki de çok hayalperestsin, bu iş senin neyine gibi acımasız cümleler kurarız kendimize.


Sonra bir an gelir ve biri size güvenir. Yüreklendirir. İçimizde asla vazgeçmek istemeyen o en güçlü parçamıza dokunur. Onu ateşler, yüreklendirir. Kendimize olan inancımızı tazeler, yeniler, daha da güçlü kılar. İşte sıçramak için muazzam güzellikteki o an…


Battığımız yerde tüm karamsarlıklarımızı ve yapamazsınlarımızı  bırakalım, silkelenelim.  Ve sıçrayalım artık…
Unutmayın sıçramak en güzel bize yakışır :)


Sevgiler…

Paylaş

Benzer Yayınlar

CARRIE - STEPHEN KING - SIÇRAMA NOKTASI
4/ 5
Oleh

Abone Olun!

Yazılarımı Beğendiniz mi? Abone Olun Yeni Yayınları Kaçırmayın.